İstanbul’un iki tekstil firmasının, işbirliği kararıyla, ev sahibi                                                                                                      markanın üretim binası dahilinde, yeni markanın tasarım                                                                                                          ekibinin kullanacağı, yeni bir sergileme ve tasarım alanı                                                                                                            ihtiyacı doğmuştur. Mimari ekibin bu alan için öngörüsü,                                                                                                          yeni tasarım alanı ile mevcut mekan arasındaki kronolojik ve fonksiyonel farklılıkları vurgulan, “mevcut alana ait olmama” hissini yaratan, aynı zamanda mevcut bina ile güçlü ilişkiler kuran bir mekandı. Tasarımı şekillendiren bir başka ihtiyaç ise mekanın hem tasarımcıların kullanacağı bir tasarım atölyesi olarak, hem de tasarlanan ürünlerin sergileneceği bir showroom olarak görev yapması gerekliliğiydi. Mimari tasarım ekibi tüm bu talepleri tek bir kabukla karşılamayı hedefledi.

       Kabuk;

• dışında kalan mevcut bina geometrisine aykırı formu ile “başkalık” hissi yaratacak,

• mevcut bina ile kuracağı tavan-zemin gibi yapısal birleşimlerdeki tavrı ile “eklenmişlik”          hissini kuvvenlendirecek,

• boşluklu ve yarı geçirgen kurgusu ile,dışında bıraktığı mevcut bina ve kullanıcıları ile ilişki kurmaya olanak sağlayabilecek,

• kesitinin geometrisi ile bir yandan alanı sınırlarken, diğer yandan da iç mekandaki        fonksiyona hizmet etmek üzere, tasarlanan ürünlerin sergilenebilmesi için alan oluşturacak, şekilde kurgulanmıştır.

      962 adet cnc kesim plakanın dairesel bir form oluşturacak şekilde biraraya getirilmesi ile oluşan kabuk, 500 m²lik alanı, dışarıda kalan 2500 m²’lik alandan ayırmaktadır. Çelik strüktür ile taşınan kabuk tavana ve zemine değmemektedir. Bu strüktür, taşıyıcılık fonskiyonunun yanısıra; tüm kabuğun, tasarımların sergileneceği bir askı ünitesi olarak kullanılmasını da sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.

      Kabuğun yarı geçirgen yapısı, dış-iç arası ayrımı soyutlaştırmakta, mevcut mekan ve kullanıcıları ile ilişkinin devamlılığını sağlamaktadır. Cnc levhaların formu ise,kullanıcılara; kabuğun etrafında ilerlerken içerisi ile ilgili sürekli değişen bir perspektif sunmakta, bunun yanısıra iç mekan aydınlatmasının dışarıya düşürdüğü gölgeler ile sınırlarının dışında kalan alanda da görsel  zenginlik oluşturmaktadır.

      Çalışma alanı, “tek mekan” hissi ile uyum sağlaması hedeflenerek,yine bütüncül bir yaklaşım ile ele alınmıştır. Tasarımcıların çalışma masası; mekanın ortasında yer alan ve yalnızca kolonların taşıdığı tek ve büyük beton bir plak olarak tasarlanmıştır.